71. Cannes film festivalinde Alice Rohrwache ‘ın senaryosunu yazıp yönettiği, en iyi senaryo ödülü kazanan film: Mutlu Lazzaro yu geçenlerde, Ankara’nın en eski sinema salonlarından biri olan Büyülü Fener sinemasında izledim.
Hikaye, İtalya’nın bir köyünde genç Yusuf ve genç Maria’nın evliliği ile başlıyor… Evlenip şehre gitmek istiyorlar ama Markiz buna razı değil. İşte o sırada köyde herkesin sevdiği oğlan yetim ve öksüz Lazarus sahneye çıkıyor.
Filmde sırasıyla Adem, Havva, Ağaç, Yılan, Aden, Baba, Yasak, Hile, kovulma, çöl, yılan, kılıç, şövalye ve banka görünmez bir iplikle birbirine bağlanmış…
Etik, politik ve epik bir hikaye…
Efendi Köle diyalektiğinden sınıf çatışmasına, şehir köy hayatından genç kuşak yaşlı kuşak çatışmasına, kadın erkek ve çocuk algısından saf doğa algısına zengin bir perspektife sahip film…
Çekimler, doğal ses efektleri ve oyunculuklar muazzam…
Sınıf çatışmasında cinsiyet ayrımının ortadan kalktığına tanık oluyorsunuz.
“Büyük Dolandırıcılık” temasını işliyor, ama bunu üç bağlamda ele alıyor, insan insan, insan doğa ve insan para…
Kurt teması işlenmiş, İtalyan halkının güçlü mithoslarından biri, animus olarak işlenmiş…
Onun sesi, onun gözleri, hırlamaları, kurt masalları topluluğa yön veriyor.
İzlemenizi ama izlemeden önce İncil’deki Lazarus (Lazaro) bahsine bir tarak atmanızı öneririm.
Daha bir anlayışla ve zevk alarak izleyeceğinizden kuşkum yok.
Leave A Comment